Vali İrfan Balkanlıoğlu, 19 Eylül Gaziler Günü münasebetiyle gaziler onuruna verdiği yemekte, gaziler ve aileleriyle bir araya geldi.

TESK Hotel’de düzenlenen yemek programına, Vali İrfan Balkanlıoğlu, Garnizon Komutanı Albay Sedat Sarıkaya, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çiçekli, Baro Başkanı Av.İlhan Kurt, Vali Yardımcıları Mehmet Erhan Türker, Fatih Görmüş, Ahmet Arık, İl Emniyet Müdürü Caner Tayfur, Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Recep Dizdar, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Başkanı Mehmet Ali Gümüşkaya, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı Hasan Kaplan, Polis Şehitleri ve Malul Gazileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Şenel Şahin, gaziler ve aileleri ile bazı daire müdürleri katıldı.

Vali İrfan Balkanlıoğlu, beraberinde Garnizon Komutanı ve Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz ile birlikte tek tek masaları gezerek, gazilerin ve ailelerinin 19 Eylül Gaziler Günü’nü kutladı.

Düzenlenen yemek programında bir konuşma yapan Vali İrfan Balkanlıoğlu, gazilerin baştacı olduğunu belirterek, “Sizler, bizlerin baş tacısınız. Bu uğurda canınızı ortaya koymuş insanlarsınız. Ya kendileriniz, ya evlatlarınız şehit ve gazi oldular. Kıbrıs’ta savaş oldu Kıbrıs’a, Kore’de savaş oldu Kore’ye, devletimiz nereye gönderdiyse oraya gittiniz. ‘Ya istiklal, ya ölüm’ emriyle yola çıkan, ya şehit, ya gazi düsturuyla hareket eden sizler, bizim baş tacımızsınız. Ülkemizde 15 Temmuz darbe girişimi oldu. Bu eşkıyalar, milletimizin aldığı silahlarla halka ateş ettiler. Darbe girişiminde 250 civarında şehidimiz, birkaç bin de gazimiz oldu. Allah bu acıları başkalarına yaşatmasın. Milletimize, memleketimize dirlik, düzenlik versin. Birlik, beraberliğimizi bozmasın. Şehit ve gazi yakını olmak, bizim gibi insanlar açısından teselli cümleleriyle geçiştirilecek bir konu değil. Bizzat bu acı kendi içlerinde ve kendi ailelerinde yaşanıyor. Bunu kendi yaşamayan bilemiyor. Ben birçok şehit ailesini ziyaret ettim. Evinde şehit olan aileler, hayat boyu matemini tutuyor. Hiçbir şey onları teselli etmiyor. Adı üstünde şehitlik ve gazilik, peygamberlikten sonra en büyük rütbe ve mertebe. Ailesine ve aile efradına kıyamet günü şefaat etmesi müjdelen bir statü. Hatta şehitler için denir ki; ‘mükâfatlar karşısında yarab bana can ver gideyim, defalarca şehit olup geleyim.’ Gaziler de canını feda etmek için yola çıkan insanlardır. Ülkemiz, konum olarak çok stratejik bir yerdeyiz. Memleketimizin bu güzel topraklarında herkesin gözü var. Dost bildiğimiz ülkeler bile sürekli içimizi karıştırmak, sürekli acı yaşatmak istiyorlar. Maksat bölmek, parçalamak. Birlik ve beraberliğimizi muhafaza ettiğimiz sürece, birbirimize kenetlendiğimiz sürece, etnik köken ne olursa olsun kimse bizi yıkamayacaktır” dedi.

Mahmut Özer’in Ankara Mesaisi Kabadüz’e Yatırıma Dönüştü

Orducu