19:46 - İPEK BÖCEKÇİLİĞİ YAYGINLAŞIYOR
19:46 - BÜYÜKŞEHİR’DEN YERİNDE ÜRETİM
19:46 - RAMAZAN COŞKUSU AYBASTI’YA TAŞINDI
19:46 - FIRTINA YANGINLARA SEBEP OLDU
22:25 - FATSA’DA 98.YIL COŞKUSU
22:25 - CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜNDE BÜYÜK COŞKU
22:25 - 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI ATATÜRK ANITINA ÇELENK SUNUMU İLE BAŞLADI
22:25 - BELEDİYEMİZDEN ESNAF VE VATANDAŞLARA TÜRK BAYRAĞI
22:25 - LİMAN CADDESİNDE İŞLEM TAMAM
Morbid Obezite Cerrahisi bir ekip çalışmasıdır. Ekip çalışmasındaki temel amaç doğru obez hastaya, doğru bir ekip tarafından ve doğru bir cerrahi işlemin sonucunda uygulanması sağlanmaktadır. Ameliyat öncesi yapılması gerekli olan tetkikler, muayeneler ve görüşmeler önem teşkil etmektedir. Tüm bu işlemler sırasında ise hastanın bilinçaltında yatan tüm hastalıkları ortaya çıkarılmakta ve amliyat sonrası ortaya çıkabilecek tüm şanssızlıklar ve olumsuzlar en asgari biçime indirgenmektedir. Tabi ki tüm bunların oluşması için obezite cerrahisi operasyonu tam donanımlı bir hastanede yapılmalıdır. Bu hastane gerektiğinde yoğun bakım, solunum cihazı desteği olanakları olması gerekmektedir.
Obezite Cerrahisi operasyonu esnasında ortaya çıkabilecek sorunların en başında her iki bacakta da pıhtı oluşması veya bu pıhtının koparak akciğer damarlarını tıkaması olabilir. Bu sorunun önlenmesi için ameliyat öncesinde, ameliyat sırasında ve ameliyat sonrasında kullanılması gereken birçok cihazın bu hastanede bulunması gereklidir.
Uluslararası kriterlere göre vücut kitle endeksi 40′ ın üzerinde olan herkese obezite cerrahisi önerilebilir. Bunun yanı sıra eşlik eden ciddi bir rahatsızlığı (diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalığı, eklem hastalıkları vb.) olan hastalarda bu sınır ise 35’ tir.
Morbid obezite hastalarında görülen bir sorun diğer hasta gruplarına göre daha yüksek risklere sahip olmalıdır. Buna rağmen, bu hasta grubundaki komplikasyonlar sanıldığı kadar yüksek seviyelerde değildir. Ayrıca yaygın olarak obezite cerrahisi yapılan merkezlerde bildirilen sorunlar ise normal kilolu hastalarda gözlenen oranlara yaklaşmış durumdadır. Bu azalmada ki en önemli faktör ise bu hasta grubunun giderek daha sık görülmesi, tekniklerin artık oturması, teknolojinin gelişmesi ve obezite cerrahisi uygulayan merkezlerin tecrübelerinin artmasıyla açıklanabilir.
Obezite cerrahisine bağlı ölüm oranları %1′ in altındadır. Bu yöntemlerin uygulandığı birçok merkezde hiç ölüm görülmezken, bazı merkezlerde ise 1000 de 2 gibi olumsuz sonuçlar vermektedir. Karşılaştırma amacıyla safra yollarının endoskopik olarak incelemesi anlamına gelen ERCP işlemindeki ölüm oranı ise %1′ dir.
Obezite cerrahisi operasyonu yapıldığı esnada ortaya çıkan problemleri önlemenin en etkin yolu ise bu problemlere karşı önceden hazırlıklı olmak ve oluşabilecek sorunlara karşı risk analizini iyi yapmaktır. Obez hastaların ameliyat öncesinde ve sırasında obeziteye bağlı sorunları çözebilecek ve bu konuda özel eğitim almış bir anestezi uzmanının bakımına emanet edilmesi olmazsa olmaz en önemli aşamadır. İşlemlerin tam donanımlı ve yoğun bakım ünitesi olan bir merkezde yapılması gerekir. Obezite cerrahisi bir ekip işidir.
Diyet ve egzersiz uygulamalarının uyumunu sağlayan ilaç tedavileri faydalı olabilir. Fakat ilaç tedavisi tek başına faydalı bir uygulama olmamakla birlikte ilaç kullanımının yanında egzersiz ve diyet programı en önemli şarttır. İlaç tedavisi ancak obeziteye bağlı hastalıkların olması halinde uygulanmalıdır. Bunun dışında ise 18 yaşından küçüklerde, kontrolsüz hipertansiyon hastalarında, psikiyatrik hastalıklarda ilaçlar kullanılmamalıdır.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.